Dün Çanakkale Zaferi ve Şehitlerimizi Anma günü idi. Yurdun her köşesinde kahramanca savaşan Mehmetçiklerimiz, Komutanlarımız, cephe gerisinde mücadele eden analarımız, bacılarımız ve kardeşlerimizi andık. Çanakkale Deniz Zaferi’nin üzerinden tam 101 yıl geçti. Ancak hissettiklerimiz hala çok canlı... Çanakkale savaşları bir savaş olmaktan öte adeta birer destandır. Bundan tam 101 yıl önce Mehmetçiklerimiz tüm gücüyle ve inancıyla vatanlarını düşmana teslim etmemek adına büyük mücadelede bulundular, ölüm-kalım savaşı verdiler. Bu mücadelenin bir sonucu olarak bu vatan bize onların emanetidir. Bu vesile ile tüm aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi saygı ve minnetle bir kez daha anıyorum…
    18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi Türk Milletinin siyasi, askeri ve sosyal tarihinde çok önemli bir yere sahiptir. 8 Mart 1915 tarihinde Nusret Mayın Gemisi’nin Erenköy kıyılarına yaptığı 26 mayınlama adeta tarihin seyrini değiştirmiştir. Anılardan edindiğimiz bilgiye göre Nusret’in döşediği 26 mayın depoda kalan son gruptur. Düşman kuvvetleri bir an önce Çanakkale Boğazını geçip Marmara’ya ulaşmak istiyorlardı. Ancak Nusret mayın gemisinin döşediği mayınlar ve Türk bataryalarının ateşleri sayesinde düşman kuvvetlerinin üç büyük gemisi olan İngilizlerin savaş gemileri Ocean, İresistable ve Fransız savaş gemisi Bouvet devre dışı kaldı.  Düşman büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Bu hayal kırıklığını Churchill şu sözlerle dile getirmiştir; “Ordunun yardımı olmaksızın filonun başarı sağlayabileceği ümidine kapılmıştım; fakat şimdi bu işte müşterek bir harekâtın zorunlu olduğunu anlıyorum”. Nitekim Churchill’in bu sözlerinden anlaşılacağı üzere düşman kuvvetleri bu kez denizden geçemedikleri Çanakkale’yi karadan geçmeyi deneyecekler fakat yine başarısız olacaklardır. Bu kez “Çanakkale’nin Geçilmez” olduğunu tüm dünya anlayacaktır. Çanakkale’nin sadece denizden ve kolayca geçilebileceğini düşünen Churchill’in savaştan çok sonra bir gazeteye verdiği mülakattaki şu sözleri oldukça dikkat çekicidir; “Fırtınalı bir günde 8 Mart 1915 sabahı İngiliz muhriplerinin geri çekilmiş olduğu bir saatte Nusret adındaki bir Türk mayın gemisi bilinen mayın hatlarının önüne boğazın orta hattına paralel yeni bir hat kurdu… Nusret mayın gemisinin gizlice döktüğü bu 20 demir kap harbin devamını ve dünyanın geleceği bakımından diğer bütün gayretlerden daha mükemmel ve kesin sonuçlu hedeflere varmaktadır. Bu engel, İngilizler tarafından başarı ile başlamış olan Çanakkale Harekâtını durduran ve yalnız başına Çanakkale’nin geçilmesini önleyen bu engel Türkiye’yi bir bozgundan kurtardı ve harbi uzattı”.
Çanakkale savaşı Mehmetçiğe ölümsüzlük, Türk komutanlarına şeref kazandırmıştır. Burada bir hususu belirtmekte fayda vardır. Çanakkale Savaşlarını bir bütün olarak ele alırsak bu savaşların sonunda Mustafa Kemal’in ismi ön plana çıktığını görürüz. Çünkü Mustafa Kemal hem askeri hem de manevi yönleriyle Çanakkale Kara Savaşlarını etkileyen bir komutandır. Çanakkale Savaşı Mustafa Kemal’in ismini sadece Türk halkına değil aynı zamanda dünyaya duyurmuştur. Savaş bitip terhis edilen askerler 19 Mayıs 1919 tarihinde Atatürk Samsun’a çıktığında Anafartalar Kahramanı olarak tanındığından millet onu bağrına basmıştır. Milli Mücadele’nin ateşi Çanakkale Savaşındaki ruh ile kıvılcım almıştır. Bu açılardan değerlendirildiğinde de Çanakkale’nin önemini daha da arttırmaktadır.
Çanakkale Zaferinin yıldönümü dolayısıyla çok sayıda toplantı yapılmaktadır. Temennimiz o dur ki bu toplantılar daha da çoğalarak yaşananlar tekrar gelecek nesillere aktarılmalıdır. Çanakkale’ye gençlerimizi mutlaka götürmeliyiz. Şehitlerimizin mezarlarını ve tarihi mekânlarımızı gezdirmeli ve yaşanan acı olayları ve gerçekleri onlara anlatmalıyız. Çanakkale Türk aydınlarının, âlimlerinin, gençlerinin şehit olduğu bir yerdir. Bu vatanın kolay kazanılmadığının adeta bir nişanesidir. Hangimizin ailesinde Çanakkale’de şehit düşmüş, gazi olmuş bir büyüğü yok ki? Bu bize şunu gösteriyor; Türkiye Cumhuriyetini birlik, beraberlik içinde barış ve kardeşlik duygusunda ilelebet korumalıyız. Sözlerime son verirken Çanakkale Zaferinin kazanılmasında önemli bir yeri olan manevi duyguyu Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözleriyle bir kez daha okuyucularıma hatırlatmak istiyorum; “Çanakkale Zaferi Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur”.
 Çanakkale Zaferimiz kutlu olsun!